Sevgili okurlarım, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hakkında sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Birinci dünya savaşının yenilgisi sonrasında, padişahın sevr barış antlaşmasını imzalaması sonucunda, imparatorluk tarihinin derinliklerine gömülmüş oldu. Anadolu’nun çeşitli semtlerinde iç isyanlar başlatıldı. İmparatorluğun acizliğinin belli oluşu, bu gibi grupları harekete geçirmiş oldu. Anadolu’da yeni bu oluşumlar peşinde koşanlarla birlikte, işbirliği yapan ayrıcalıklı güçler isyancılarla birlikte, eşkıyalık yapmaya başladılar. İsyancıların ve eşkıyaların başlatmış oldukları hareketler, işgalcileri fazlasıyla iştahlandırdı. İşkâl güçleri bu isyanları bahane ederek padişahı sıkıştırmaya başlamış oldular. Padişaha, ya bu isyanlar durdurulur ya da biz durdurmasını biliriz tehdidinde bulunmaktaydılar. Bunların asıl amaçları çıkarılmış olan bu isyanlardan yararlanarak, Karadeniz üzerinden Anadolu’yu kuşatmak ve Türk halkını esir almaktı.
Padişah bu baskılar karşısında, çıkarılmış olan isyanların bastırılması için Mustafa Kemal’i görevlendirdi.
Görev emrini alan Mustafa Kemal, 17 Mayıs 1919 da bandırma vapuruyla, Samsun’a hareket etmiş oldu.
İşgal kuvvetleri Anadolu'da çıkartılan isyanları bastırmaya gidenin kim olduğunu öğrendiklerinde, telaşa kapıldılar. Hemen Mustafa Kemal’i Karadeniz’de imha etmek için seferber oldular. Bütün takiplerine rağmen, Mustafa Kemal'in Karadeniz'de izine rastlayamadılar.
Mustafa Kemal kendisinin takip edileceğinden emindi. Bunu çok iyi bildiğinden, zor şartlara rağmen kıyı şeridini takip ederek, 19 Mayıs 1919 da Samsun’a ayak basmış oldu. Hiç vakit kaybetmeden, “Amasya Tamimini'' yayınladı. Vatanın bütünlüğünün tehlikede olduğunu Türk halkına bildirdi. Sonrasında da Erzurum, Sivas Kongreleri ve dahasın da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını sağlamış oldu.
İkinci planlamasıyla, hem meclis başkanı, hem de Baş Komutan yetkileriyle ulusal kurtuluş savaşını başlattı. Akabinde topyekûn bir savaş vererek ulusal kurtuluş savaşını da kazanmış oldu. Adı “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olan cumhuriyetin kuruluşunu sağladı. Her kazanılan zaferin mutlaka bayram olması ve de unutulmaması gerektiğini kanunlaştırdı.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin öneminin bilinmesi bakımından, bu günü Ulusal Egemenlik Günü olarak unutulmamasını ve ardından bu önemli günü çocuklarımıza armağan etti.
O günden sonra her yıl 23 Nisan gününü, çocuklarımızla birlikte dünya çocukları da kutlamaktadır.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza verilen değer ve anlamın önemi düşünüldüğünde, bir devletin ayakta nasıl kalacağının işareti olarak sayılmıştır.
Bizler, çocuklarımız, kutlamakta oldukları ve olacakları bayramının coşkusunu yaşatmak durumundayken, Türkiye Büyük Millet meclisi Başkanlığınca iptal edilmesine bir anlam vermiş değilim.
Sevgili okurlarım, saygı değer öğretmenler, değerli anne-babalar, sevgili gençler ve kıymetli öğrenciler. Mustafa Kemal’in başlatmış olduğu, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın umut dolu öyküsünden birkaç cümleyle sözlerimi tamamlamak istiyorum
Mustafa Kemal Atatürk’ün, yalnızca ulusumuzun bağımsızlık savaşını vermesi yanında, kurduğu cumhuriyetin bütün kurumlarıyla birlikte, çağdaş ülkeler düzeyine taşımayı da bilmiştir. Bunu başaran tek liderdir.
Birinci dünya savaşından sonra, yakılıp yıkılan ülkemizin yeniden imar edilişini de hatırlatmak istiyorum. Bir daha bu günlerin yaşanmaması için, çocuklarımıza gereken önemin ve değerin verilmesinin şart olduğunu bilmek zorundayız.
Türk Halkı olarak, hiçbir zaman Atamızın izinden ayrılmamamız gerekmektedir. O’nun kurmuş olduğu Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni canla başla ayakta tutmak zorundayız. Millet olarak asıl görevlerimizden birisi de budur. Bu davranış ve dayanışmamızı her daim göstermek zorundayız. Bu inançla, sizlerin ve çocuklarımızın Ulusal Egemenlik Bayramını kutluyor, bütün günlerin daha umut dolu olmasını diliyorum.
Saygılarımla.
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair