Yaz Değil, Yangın Mevsimi
Duyarlı olmak, insan olmaktır!
Çünkü insan formunda yaratılmış olan iki ayaklı her canlı, söylendiği manada genellikle henüz insan değillerdir ve bunun için de tekamül basamaklarında yüksek bilinç aşamalarına erişmeleri şarttır!
Ve işte, böyle henüz insan olamamışların yüzünden dünya realitesi yani yaşam biçimi yer yer çelişkilerle doludur. O kadar ki, bu çelişkilerin sayısal katmanları bilinemez bile…
Örneğin savaşlar, ekonomik tokların yani doymazların eseridir… Cinayetler, egosunu zaptedemeyenlerin; kavgalar acizlerin; tuzaklar merhametsizlerin ve saldırganlık korkakların güç gösterisidir.
Mitolojilerde ya da yaşanmış tarihler sürecince unutulmamış olan insan üstülük biçim değiştirmiş olup, bilinmeli ki 21. Yüzyılın kahramanları artık yalnızca efendiliktir.
Ve dünya nüfüsunun içinde sayıları o kadar azdır ki bu efendilerin!
Yaşam realitesinin içindeki çoğunluğu, bilinmemesine ya da sanılmamasına rağmen hoyrat kişiliklere sahip ve henüz insan olamamış iki ayaklı canlılar kapsamaktadır.
Bunların bir kısmı da kundakçılardır elbet!
Ve kundakçılar, rant hesapları içindeki kurnaz düzenbazların en acımasız maşalarıdır aynı zamanda…
Onlar için insanoğlunun yarını yoktur!
Onlar için diğer insanlar ve hatta başka canlılar da yoktur!
Onlar için, yaşamakta olan hiçbir nesnel varlığın değeri, ihtiyaçları ve de beşer hakları da yoktur!
Ve bütün bunların yerine kafalarında yalnızca çabasız edinim, yoktan varlık sahipliği ya da yalnızca benim olsun vibrasyonları bulunmaktadır.
İşte, onlarca yıllık güzelim ormanları acımasızca ateşe veren ve ülkemizin cennet gibi köşelerini bir-iki gün içinde kül eden cahil, kör maşalar bunlardır ne yazık!
Özellikle Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesi bu pisliklerin elleriyle cehenneme döndürülmektedir her yaz mevsiminde… Ve yaz mevsimi, çoğu insanımızın dilinde “yangın mevsimi”dir artık!
AKP iktidarının, orman yangınları için bulduğu çareden haberiniz de yoktur sanırım. Bakın anlatayım:
Artık orman yangınlarına müdahale etmek,ihaleyle yapılıyor.
Peki kime veriliyor bu ihaleler? Tabii ki yandaşa… Çünkü bu iktidar, kendisine oy vermemiş hiç kimseye kuruş koklatmaz!
Yani mutlak ve mutlak yandaşlara verilen her türlü ihaleler gibi… Adı da “ihaleye hizmet alımı!”
Yani uyduruk firmalar kuruluyor ve “çıkacak yangınları en çabuk ben söndürürüm” savıyla açılan ihalelere katılıyorlar.
Anlayacağınız, yangın çıkarsa para kazanıyorlar. Çıkmazsa bir şey yok elbet!
Eee… Naapsın bu firmalar, aç mı kalsınlar?
Ve ekmek parası çıksın diye, arayıp buluyorlar kundakçıları…
Yaz mevsimi dediğin, onların bereketli ayları… Garibanlar sebepleniyorlar işte!
Haberiniz var mı ya da farkında mısınız bilmem, en son Antalya’nın Kumluca İlçesi’nin tatil merkezi Adrasan’da başlayan böyle bir yangın, ilerleyerek Olimpos mevkiine sıçradı birkaç gün önce… Ve bölgedeki evler, oteller, tatil köyleri devletin ya da yerel yönetimlerin zoruyla boşaltıldı. Bu yazıyı yazdığım süreçte devam etmekte olan bu yangının ne zaman durdurulalabileceğini elbetki birkaç gün öncesinden kestiremiyorum . Siz bu yazıyı okuduğunuzda, inşallah çok büyük zararı olmadan bitmiş olmalıdır.
Ancak yine aynı bölgede 2 yıl önce de ormanlar yanmış daha doğrusu yakılmış ve 18 saat süren bu kundaklamada 125 hektar kızılçam ağaçları kül olmuştu.
Hemen hemen her yaz mevsimi süresince, bu karanlık maşaların eliyle kundaklanan ve yanan ülkemiz orman arazilerinin bir şekilde ranta açılacağı zaten bilinen bir gerçek! Buna rağmen asla bu vahşet durdurulamıyor ya da durdurulmuyor! Oysa ki bir ağaç yakmak, bin insanı yakmaktan daha büyük bir vahşet olduğu açıktır. Ki, hektarlarca ağaç katliamının vahşetini ya da günahını bir düşünün!
Yetkililer bu orman kundakçılarına karşı yeterince önlem alamadıkları gibi, bunların faillerini de nasıl oluyorsa yakalayamıyorlar. Bu durumda kundaklamalar ya bilerek yapılıyor ya da yeterince peşine düşülmüyor. Kundaklamalar diyorum, çünkü failleri yakalanmayıp bu güzelim ormanların nasıl olup da yandığı hakkında kimse doğru bir bilgi de vermiyor ve kaçamak yanıtlar konuluyor sorgulayanlara…
Ve bunca yangın ile binlerce hektar ormanlarımız her yıl bu mevsimde cayır cayır yandı ve yanıyor ama, bildiğim kadarıyla yakalanan bir suçlu dahi hala ortada yok!
Hüküm giymiş olan da yok elbet! Zaten faili meçhul olayların, cinayetlerin sayısı durmadan artıyor ülkemizde… Böylesine sahipsiz bir ülkenin, belki de tüm dünyada da benzer bir örneği yok!
Yanan ormanları yeniden tesis etmek için, her yangının ardından ağaçlandırma yaptıklarını ve yananların birçok katını yenileştirdikleri yetkililer tarafından iddia edilse de, göze görünür bir hal mevcut değil ve yanan ağaçlar yandığıyla kalıyor üzgünüm ki…
Kısacası ülkemiz de sahipsiz, ormanlarımız da… Kundakçılar ise, yarattıkları rantın sahiplerince üç kuruşla ödüllendirilip keyiflerini sürdürüyorlar.
Ve çok açık söylüyorum ki, mevcut iktidar bu işlerle ilgilenmiyor bile… Çünkü onların tek dertleri var siyasi arenada: Başkanlık!
Neye lazımsa?