Tarihi 8 bin 500 yıl öncesine uzanan Yeşilova Höyüğü'nde, günümüzün Ege'ye özgü balık cinsi çipuranın kafasına ait parçalar bulundu. Höyükteki kazılarda bölgenin mutfak kültürüne ilişkin bazı yeni buluntular elde edildi.
Yeşilova Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Doktor Öğretim Üyesi Zafer Derin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ege Üniversitesi, İzmir Büyükşehir ve Bornova belediyelerinin desteğiyle 2005 yılının başından bu yana bölgede kazı çalışmaları yürüttüklerini ve coğrafyanın bilinmeyen özelliklerini ortaya çıkarmaya devam ettiklerini belirtti.
Höyükteki kazılarda bölgenin mutfak kültürüne ilişkin bazı yeni buluntular elde ettiklerini kaydeden Derin, bunlardan birinin de 3-5 kilogram ağırlığında olduğu tahmin edilen 8 bin yıl öncesine ait bir çipuranın çene kemiği olduğunu söyledi.
''GÜNÜMÜZE AİT BİR ÇİPURAYA GÖRE OLDUKÇA BÜYÜK''
Zafer Derin, o dönemde denizin Yeşilova'dan daha uzak olmasına rağmen ilk İzmirlilerin yüzünü suya döndüğünü ifade ederek, "İzmir deyince bugün de aklımıza balık, özellikle de çipura geliyor. Biz de 8 bin yıl öncesine ait çipura kemiklerini bu sene tespit etme olanağı bulduk. Günümüze ait bir çipura ile karşılaştırdığımızda oldukça büyük olduğunu anlıyoruz." dedi.
''BULUNTULARLA İLGİLİ TAHLİLLER YAPILIYOR''
Balık kemiği üzerinde Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi yetkilileriyle çalıştıklarını dile getiren Derin, "Bizim dışımızda da özellikle bu konu üzerinde çalışan uzmanlar var. Buluntularla ilgili tahliller yapılıyor. Fiziksel olarak karşılaştırmalar yapılıyor, günümüz canlılarıyla karşılaştırılıyor ve kemiklerin hangi hayvanlara ait olduğu tespit ediliyor." diye konuştu.
NASIL AVLANDILAR, NASIL PİŞİRDİLER ?
Zafer Derin, çipura kalıntısının bulunmasıyla birlikte akla, "nasıl avlandılar, nasıl pişirdiler" sorularının da geldiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Bu büyük bir balık. Büyük olasılıkla bunu yakaladılar ve yaşadıkları bölgeye getirdiler, yediler. Karada yaşasalar, tarımsal faaliyetlerini sürdürseler bile denize ulaşmak, deniz ürünlerinin tadına bakmayı istemişler. Zaman zaman balık kalıntılarına rastlıyorduk ancak çipuranın 8 bin yıldır burada varlığını sürdürmesi ve bölgede yaşayanların onu tanıması önemli. Nasıl avladıklarını tam olarak bilmiyoruz, belki kemikten yapılan oltalarla avladılar. Belki de sıkıştırdıkları balıkları ördükleri ağlarla yakaladılar. Nasıl yediklerini de bilmiyoruz. Olasılıkla diğer et türleri gibi ateşte ısıtarak yediklerini tahmin ediyoruz."
İnsan yaşamını, hayvanları, bitkileri anlamaya yönelik çalışmaları sürdürecekleri dile getiren Derin, özellikle mutfak kültürünün çalışmalar arasında önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti.
''DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM''
Yeşilova Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Zafer Derin, bundan 8 bin yıl önce yaşayanların da "Denizden babam çıksa yerim" anlayışıyla hareket ettiğini dile getirerek, "Bu balık 8 bin yaşında ve gerçekten Ege Bölgesi'nde bulunmuş en eski çipura örneği. Başka örnekler de var, kum midyelerini toplayıp yemişler, istiridye ve deniz minaresi, yedikleri diğer deniz ürünleri. Günümüzde bunlar çok pahalı ama ilk İzmirliler o dönemin lezzetiyle deniz ürünlerini tüketmişler."