Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

Sevgili okuyucularım. Bugün “Öğretmenler Günü”  aynı zamanda bugün Mustafa Kemal Atatürk'ün, 24 Kasım 1928’de, millet mekteplerinin açılışını yaptığı gündür. Bu gün aynı zamanda, sesimize uyan alfabenizin kabul edilişi ve topyekûn herkesin okuryazar olmasının hedeflendiği gündür. Bugün okuma-yazma seferberliğini ilan eden Mustafa Kemal Atatürk’e, Başöğretmenlik unvanının verildiği günüdür.

Tarihimizin geçmiş devirlerinde, eğitim- öğretimle ilgili zorluklarım neler olduğunu bilmeniz gerekir. O dönemlerdeki uygulanan okuma yazma sorunlarını bilmemiz gerekir ki, bu günüm değerini ve kıymetini bilelim. O nedenledir ki 24 Kasım gününü aklımızdan çıkarmayalım. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü her daim şükranla analım.

 Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra, şunu da vurgulamak istiyorum. 24 Kasım Öğretmenler Gününü, 1980 ihtilalının mimarından, o dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam tarafından 24 Kasımın gününün “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasını sağlamıştır. Hâlbuki 24 Kasım, Mustafa Kemal Atatürk'e verilen Başöğretmenliğin kabul edilişin yıl dönümüdür. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk’ü bir daha minnet ve şükranla anıyor, Başöğretmenimize şükranlarımı sunuyorum.

Aslında öğretmenler günü dünya ülkelerinde 5 Ekim gününde kutlanmaktadır. Biz dünya öğretmenlerinin, öğretmenler günü kutlaması içinde yoğuz. Kaldı ki Osmanlı Devleti döneminde, öğretmen okullarının açıldığı gün ve tarih vardır, o tarihte 16 Mart1848 dir. Ö zaman bu gün “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Başöğretmenlik unvanını aldığı gün başlı başına bir gündür ve o günde ayrıcalıklı bir gün olarak kutlanmalıdır.

Bakın değerli okurlarım. Toplumları yönetenler ve yönetilenler diye ikilemli düşündüğümüzde, kimlerin nasıl yönettiği, kimlerin nasıl yönetildiği ortaya çıkar. Gelin ülkemizin güzel insanları. Gelin birlikte ortak akılla düşünelim. Düşünelim ki, yaşanır bir ülkeye nasıl sahip olabiliriz, diyelim.  Bu düşünce ışığın da, çağdaş bir eğitim öğretime sahip olmuş olalım. Çağdaş bir ülke yaratmak için, çağdaş ve demokratik düşünen öğretmenleri yetiştirelim. Öğretmenlerde önce çocukların nasıl yetişmesi gerektiğini öğrensin ve bilsinler. Bu felsefe ışığında, eğitilip öğretilen çocuklarımız bilim ve teknikte yerini alabilsinler. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği medeniyet yolunun ışığında birer yurttaş olarak, üzerine aldıkları görevi layıkıyla yerine getirmiş olsunlar. Bu verilerle yetiştirilecek kişiler, anne ve baba olduklarında, dünyaya gelen çocuklarının sosyal genleri düzenli olsun.  İşte o zaman mutlu bir topluluk, mutlu bir ülke yaratmış oluruz. İşte o zaman milletimizin sosyal ve ekonomik dengeleri, sağlam temeller üzerine kurulur. O zaman ülkemizin insanları huzur ve güven içinde yaşamış olur. 

Ülkemizi yöneten ve yönetilen değerli ve güzel insanları, artık uyumayalım ve uyanalım. Öğretmenlerimize saygı duyup, günlerini öyle kutlayalım. Onların toplumumuza daha faydalı olması yönünde, bütün imkânlarımızı kullanalım. Aksi halde geleceğimizin teminatı olan, yeni nesillerin çağdaş ve demokratik düşünmesi mümkün olmaz. Tek çaremiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün Devrimlerini savunan ve savunmaya devam edecek olan öğretmenleri yetiştirmektir. Onlarda o ilkeler ışığında, cumhuriyetin geleceğini korkusuz ve endişesiz yıllara taşımış olsun. İşte o zaman demokrasimiz sağlam temeller üzerine oturtulmuş olur. Bütün insanların sosyal yaşamı sorunsuz bir hale gelir. Hukukun üstünlüğü sayesinde, huzur ve sükûn temin edilmiş olur.

Bu vesileyle, Başta Başöğretmen Mustafa kemal olmak üzere hakkın rahmetine kavuşan öğretmenlerimize Allah’tan Rahmet diliyorum. Emekli olanlara sağlıklı yaşam ve çalışan öğretmenlerimiz inde, öğretmenler günlerini kutluyorum.

Mürsel Adıgüzel

Eğitimci Yazar ve Şair