Sevgili okurlarım,

Her gün gazetelerin manşetinde yer alan kandına, şiddeti okumaktayım. Bu yazılan yazıların gerçek yönünü inceleyip araştırdığımda, kadına şiddeti yapan kişilere insan diyemiyorum. Bu kişileri bu duruma getiren sebepleri incelediğimizde, bu olumsuzluğun eğitimsizlikten kaynaklandığını anlıyorum.

O zaman bu olumsuzluk içinde var olan kişileri bu gibi olumsuzluklardan nasıl kurtarabiliriz diye düşünmek zorunda kalmaktayım.

Bana göre kadına şiddetin altında yatan sebeplerin temel varlığı, insanların eğitimsizliği ve cehaletinden kaynaklandığındandır. O zaman bu cehaletin ortadan kaldırılması için, işi şansa bırakmada öncelikli olarak kadınlarımızı eğitmeliyiz. Daha sonrasında çocuklarımızı ve gençlerimizi eğitip, onlara doğruları öğretilmeliyiz. Öncelikle çocuklarımıza sıfır yaştan başlayan karakter ve kişilik eğitimini vermeliyiz. Hatta çocukların yaşları geliştikçe adam gibi adam olmalarını sağlamalıyız. Bu görevlerimizi hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz.

Ne var ki gelişen dünya düzeni içinde, ekonomik değerlerden payını almayan yoksul kesim, sosyal gelişmelerden ve kültürel zenginlikten yoksun olarak yaşamaktadırlar. Bu gibi şartlar içinde yaşayan kadınların, erkekler tarafından akıl almaz şiddet olaylarına maruz kaldıkları gerçeğini göz ardı edemeyiz.

Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak için, sağlıklı düşünme yönünden gerekli eğitimi vermediğimiz sürece, namus sayılan kadına uygulanan şiddetin önüne geçemeyiz. Bu ve benzeri hareketlerin tamamı, cehaletin varlığından kaynaklanmakta olduğu bir gerçektir. Cehaleti ortadan kaldırmadığınız sürece,  bu tür işlenen cinayetlerin ve bu gibi oluşan suçların önüne geçilmesi imkânsızdır.

Bu istemin içinde yer almayan gözü dönmüş bir kişinin eşinin boşanma isteği üzerine, baba evine gidişini içine sindirmediğinden,  barışmak maksadıyla eşinin baba evine giderek, kaynını, eşini, eşinin kız kardeşini ve de kayın validesini öldürmesi, büyük bir vahşet ve katliamdır.

Sonrada bu yaptığını, töre adına yaptım diye ifade etmesi akıl almaz bir durumdur. Ortaya çıkan bu ve benzeri durumlar, tam tamına akıl tutulmasıdır. Bu gibileri mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Öte yanı ise geç kalınmadan çağdaş düşünce içinde oluşturulacak ve verilecek eğitimden geçmektedir.

Kişilerin hak ve özgürlüğün ve temel yaşam hakkının öneminin çok değerli olduğunu, bu ilkenin mutlak korunması gerektiği bilinci verilmelidir. Bunun vermenin yolu da bilimsel eğitimden geçer. Eğer siz bilimsel eğitimin dışında kendi anlayışınızın eğitimini dayatırsanız, kadın ölümlerinin önüne geçemezsiniz.

Yıllardır yüzlerce kadını kesip doğrayanların, mahkemelerde “tahrik” indiriminden yararlanmak adına, yığınlarca yalan sözleri söylemiş oldukları, vermiş oldukları ifade tutanaklarında mevcuttur. 
Dünkü gazetelere baktığımda, kocası tarafından sokak ortasında sırtında bıçakla vurulup öldürüldüğü görülen kadın durumuna içim acıdı. İnanın saçımın telleri diken diken oldu. Bu haberi kaçınız okudunuz bilmiyorum. Ama bir gerçek var ki, ülkemizin aydınları, sivil toplum örgütleri ve kadın hakları savunucularının yapmaları gereken işlerin en önemlisi, öncelikle bu yaraya parmak basmalılar.
Mürsel Adıgüzel

Eğitimci Yazar ve Şair