Kültür ve Sanatın Toplumsal Gelişimdeki Önemi
Sizlere kültür ve sanatla ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Kültür derken, Kültür genel anlamıyla yaşam şeklimizin anlamlı bir şekilde, geliştiğini ifade eder. Kültür, bir milletin devlet yönetme biçiminden, eğitim ve öğretime, hukuk anlayışından, gelenek ve göreneklerine, sanat ve estetik anlayışına kadar her türlü alanı içine alan bir kavramdır. Bu itibarla, sahip olduğumuz bütün maddî ve manevî değerlerin tamamı, kültürümüzü belirler.
Kültür genel anlamıyla çok geniş bir zaman kavramı içinde oluşur. Kaldı ki düşünsel olarak incelediğimizde, insanlığın ilk çağlarından günümüze gelinceye kadar, sürekli olarak gelişerek geldiğini görmekteyiz. Bir gerçeğin altını çizmem gerekirse, kültür bir anda alınıp- satılacak bir meta veya bir madde değildir. Kültür insanlarda yaşanmışlığın özüdür. Bu yaşanmışlığın sonucu olarak ortaya çıkan verimliliğinin paylaşımıyla kendini gösterir. Bu paylaşım, hiçbir zaman taklit edilmez, nakledilmez, kopya edilmez, bir alet gibi satın alınmaz, kaçak bir eşya gibi alınıp satılmaz.
Kültürün en önemli yanı, her zaman gelişerek kendini devam ettirebilmesidir. Bu temel gerçekler den yola çıkarak kültürün oluşu kriterlerine baktığımızda, onu taşıyan ve kültürün yaratıcı gücüne sahip olan tek varlık insanlardır. Bu nedenle, kültürün oluşumunun temel ilkeleri doğrultusunda hep birlikte hareket etmek zorundayız. Bu zorunluluğu bilmek, ben insanım diyenlerin boynunun borcudur.
Tarihi süreçler içinde yaşanan olguların temel alt yapısında var olan gelenek ve göreneklerin, örf ve adetlerin, her türlü folklorun olduğunu görmekteyiz. Bu oluşuma yabancılaşan toplum ve devletler, tarih sahnesinden silinmişlerdir.
Günümüze baktığımızda, kültürümüzün ne denli erozyona uğradığı bir gerçektir. Bu nedenledir ki, sivil toplum örgütü içinde yer almayı ve Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik derneği çatısı altında yer alarak bir nebzede olsa, kültürümüzün yozlaşmasının önüne geçmek istiyoruz. Eğer bunu yapmamış olursak, çok büyük kayıpların içinde olacağımızı düşünmekteyiz. Sizlere genel anlamda kültürden söz ederken, sanat içinde düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Her toplumun ve devletin yaşadığı tarihsel sürecinde, mutlaka sanatsal bir yaşamının var olduğu bilinmektedir. O zaman, “Sanat Nedir, nasıl olmalıdır” sözünün, sözlükteki anlamına göre cevaplarız. ‘’Sanat; duygu, tasavvur ve fikirleri etkili bir biçimde göze ve gönle hitap edecek şekilde olan bir söz, bir şiir, bir müzik, bir yazı, bir resim, bir heykeldir”. Biçimiyle tarif edilmektedir. Bu itibarla, sanat kalıcılığını muhafaza eden ve yaratıcılığını devam ettirendir.
Sanatı inceleyip ele aldığımızda, çağlar boyunca, içinde var olan sanatçıların geliştirdikleri estetik sanat ve güzellik kavramları üzerinde düşünmüşler ve tanımlamalar yapmışlardır. Bizler bu gelişmelerden yola çıkarak sanata daha geniş bir açıdan bakmalıyız.
Sanatın insan hayatında var olan ve insan düşüncesinin ve insan zekâsının ortaya koyduğu en ilgi çekici ve en güzel şekilleri ortaya koyduğu, ölümsüz eserleridir, diye biliriz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Sanat ve sanatçılar hakkında takdir ve teşvik edici sözlerinden bir kaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.", "Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat bir sanatkâr olamazsınız.", "Bir millet, sanat ve sanatkârdan mahrum ise tam bir hayata malik olamaz." diyor.
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra sanatçı yetiştiren kurumlarını açtı. Çağdaş Türk sanatını geliştirmek amacıyla, Avrupa'ya resim, heykel ve müzik öğrenimi için gençler gönderdi. Bu durum, onun sanata ve sanatçıya ne kadar önem verdiğini göstergesidir.
Bizler hangi koşullarda yaşarsak yaşayalım, sanatın anlamını anlamaya ve aydınlık yarınlara ulaşması yönünde de kendimizi görevli saymalıyız. Çünkü; sanatsal güzelliğin vereceği huzurla, yaşamımızda gündelik hayatın sorunlarından sıyrılmayı başarabiliriz. Sanat, insan ruhunun içinde yaşadığı dünyayı, kendisine göre aydınlattığı bir dildir.
Son olarak sizlere kısaca derim ki, kültür, sanat insanın güzeli aramasıdır. Bu nedenle kültür ve sanat eseri, her şeyden önce sahibinin kişiliğini gösterir. Aynı zamanda milli zevki ve duyguları, gelenek ve görenekleri, millî karakteri yansıtır. Güzellik duygusunu açığa çıkarır. Aynı zamanda kötülüyü ortadan kaldırır.
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.