Metrobüs Develeri
Dün yağmur yağıyor, metrobüs durakları tıklım-tıklım. Naçizane bende boğaz köprüsü metrobüs durağında bekliyorum. Metrobüsler çok seyrek geliyor. Durak gittikçe kalabalıklaşıyor. Gelen her metrobüse millet hücum ediyor, sonra geri geliyorlar. Açılan kapılardan kimse metrobüse binemiyor. Tıklım-tıklım dolu, kapılar kapanıyor. Millet durakların yağmur almayan kısımlarına sığınıyor.
İstanbul büyük şehir belediye başkanına soruyorum. Bu millet size bunun için mi oy verdi? İçerisi tabiri caizse tampon-tampon a insanla dolu. Kadın kız erkek. Utandım.. Bu nasıl bir şey, bu nasıl bir vicdan?
40 dk. bekledikten sonra binebildim. Açılan kapının yanında kıpırdamadan, ayak değişmeden ancak dik durabildim. Herkes homurdanıyor, duyuyorum. Millet böyle tıka basa gitmekten rahatsız ama mecburiyet var hava karanlık herkes evine gitmek istiyor.
Arkamda, sol yanımda bir bayan var türbanlı küçük bir çocuğu var. Bazen kucağına alıyor bazen yere indiriyor. Çocuk nefes alamıyor sıkılıyor, ağlıyor. Onların karşısında bir deve koltukta oturuyor, kulaklıklarını takmış müzik dinliyor. Başını kaldırmıyor. Kimseyle göz teması kurmak istemiyor belli. Cep telefonuyla oynuyor bir şeyler yapıyor.
Bayan çok sıkıldı belli ki adama; “Beyefendi bakar mısın?” dedi. Adam duymadı. Kulaklarında kulaklık var ve meşgul. Biraz sonra bayan bir daha seslendi. Adam yine duymadı. Kadının rahatsızlığı, adamın rahatlığı yüzlerinden belli oluyordu. Kadın bu kez eliyle adamın başına dokundu, adam başını kaldırdı, kadın müsaade eder misin? dedi, adam kulaklıklarını çıkardı ve kadına baktı. Kadın müsaade edersen çocuğumla oturmak istiyorum dedi. Adam kalktı yerine kadın oturdu.
Adam kadına nefretle bakıyordu, nerden gelip karşımada durdun der gibi. Ah bu insanlarımız geleneğimizi, törelerimizi, saygımızı nasıl yıkmayı becerdiler? Biraz ilerledim sağım solum oturan insanlarla dolu. Hepsi genç, hepsinin kulaklarında kulaklık var ve başları yere doğru, İşte ben bunlara metrobüs devesi diyorum. Oysa yanı başlarında yaşlı kadınlar, yaşlı beyler var hepsi ayakta.
Terbiye azizim terbiye diyorum.
Bu metrobüs develerinde şunu söylüyorum. Siz başkasına yer vermezseniz, sizin annenize babanızda kimse yer vermez. Yazık etmeyin kültürümüze yazık etmeyin gelenek ve göreneklerimize. Başınızı kaldırın sizler gençsiniz, ayakta da müzik dinleyebilirsiniz ama kucağında bir çocuklu bayan tıka basa dolu bir metrobüste oturmadan gidemez.
Anneler babalar bu sözüm size..
Hiç çocuğunuza dediniz mi? Yaşlılara, çocuklu hamile bayanlara yer verin.
Hayat devam ediyor, Bir gün sizde ayakta yolculuk yaparsanız kendi çocuğunuzu düşünün lütfen.
Selam ve dua ile hoşça dostça kalın.
Cengiz Yılmaz
Şiir Baba
Şair ve yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.