Zeliha Gölcük

Zeliha Gölcük

Öğrencilerin Hayatla Mücadelesi

Öğrencilerin Hayatla Mücadelesi

Öğrencilik, bir yandan insanın kimliğini keşfetmeye başladığı, diğer yandan da geleceğini şekillendirdiği bir dönem. Bende bir üniversite öğrencisi olarak bu yılları, hayatımızın en dinamik ve en heyecanlı yıllarımız olduğunu düşünüyorum. Bu dönem zorlu sınav ve büyük hayallerle dolu. Sınav kaygıları, iş bulma endişeleri, toplumun beklentileri..

Ancak son yıllarda Türkiye’de yaşanan ekonomik zorluklar, bizlerin bu hayalleri gerçekleştirmemizi ciddi anlamda zorlaştırıyor. Bir yandan hayallerimizi gerçekleştirmek için çabalarken, diğer yandan günlük hayatın yükleriyle boğuşuyoruz. Artan kira fiyatları, yiyecek, ulaşım ve okul masrafları.. Ailelerimiz eğitimimize destek olmak için büyük fedakarlıklar yapıyor, ama gelinen noktada bu bile çoğu zaman yeterli olmuyor.

Yani bu sıkıntılar sadece biz öğrencileri değil, aynı zamanda ailelerimizi de etkiliyor. Aileler zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, öğrenciler de bu yükü hissettikçe kendilerini yetersiz hissetmeye başlıyor. Bu yüzden birçok öğrencide, ailesine yardımcı olabilmek için kendi yaşamlarından fedakarlık yaptığını çoğu kez görüyoruz. Ya okul ve iş hayatını aynı anda ilerletmeye çalışıyorlar ya da ikisinin arasından bir seçim yapmak zorunda kalıyorlar..

Bir diğer sorun ise, bu ekonomik baskıların öğrencilerin akademik performansını olumsuz etkilemesi. Sınav hazırlıkları, ders çalışmak ve projelerle ilgilenmek için gereken zaman, maddi zorluklarla mücadele ederken bunlara vakit kalmayabiliyor. İhtiyaçlarını karşılamak için ekstra işler yapmak zorunda kalan öğrenciler, derslerine yeterince odaklanamıyor. Sonuç olarak, sınavlar ve diğer akademik değerlendirmelerde beklenen başarıyı elde edemiyorlar. Bu durum, öğrencilerin hem moralini bozuyor hem de daha büyük kaygılarla mücadele etmelerine yol açıyor.

Bunlar yetmezmiş gibi, bir kısmı yaşadıkları zorlukları aşmak için kötü yollara başvurmaktan çekinmiyor. Örneğin, borçlanarak günü geçirmeye çalışan bazı öğrenciler, zamanla bu borçları ödeyebilmek için daha büyük borçlara girebiliyorlar. Bazı öğrenciler, okulun getirdiği baskı ve maddi sıkıntılarla başa çıkabilmek için bağımlılık yapıcı maddelere yönelebiliyorlar. Bunlar, çoğunlukla geçici çözüm gibi görünse de, sonunda daha büyük sorunlara yol açabiliyor. Sonuçta, eğitimle ilgili olan tüm umutlar ve hayaller, bu tür kısa vadeli çözümlerle yok olabiliyor.

Eğitim, öğrencinin geleceğini şekillendiren en önemli unsur, ancak ekonomik baskılar, bu sürecin önündeki en büyük engel haline gelmiş durumda. Bir tarafta sınav kaygısı ve gelecek için düşünceler, diğer tarafta ise geçim sıkıntısı.. bu iki unsur bir araya geldiğinde, öğrencilerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı olumsuz etkileniyor.

Öğrenciliğin zorlukları, yalnızca sınavlara hazırlanmakla, ders çalışmakla ve proje teslim etmekle bitmiyor. Aynı zamanda bu yıllarda, hayatımızın her yönüyle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bir yanda geleceğimizin temellerini atmaya çalışırken, diğer yanda günlük hayatın yüklerini taşımaya çalışıyoruz. Ve belki de en zoru, tüm bu yüklerin arasında, yine de hayallerimize ulaşmayı başarmak.

Yani artık günümüzde öğrencilik sadece eğitim değil, aynı zamanda zorluklarla başa çıkmayı da öğrenmek de demek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Zeliha Gölcük Arşivi