İstanbul'a Bir Göz Attım.!
Merhaba sevgili okurlarım;
İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek o kadar zor ki, bir de araba kullanmak zorundaysa o insana allah kolaylık versin. Ne yazık ki görüyorum ve kızıyorum. Trafik çok, hata yapan, hız yapan çok, o kadar sabırlı olan ben bile sabrımı tüketiyorum, ağlamaklı oluyorum. Bazen araba kullanmadığım için kendime kızsam da çoğunlukla dua ediyorum. Şükürler olsun ki direksiyonda değilim. Sürekli direksiyon sallayanlara allah kolaylık versin.
Evet, trafik çok ama her şey çok İstanbul'da. Araba çok, insan çok, alışveriş merkezi çok. Olay çok, en çok zoruma giden de insanlar modernleşeceğine, sanki daha da ilkel olmaları. Yapılar çok modern. Tamam yapılar modern de bu kadar insan, araba ve konut çokluğunda şehir içinde yollar az. Artık ulaşıma kafi gelmiyor. İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek mesafe az da olsa çok zaman kaybına neden oluyor. Bazı yerlere metrobüsle çok kolay ulaşabilirsiniz. Fakat o da öyle kalabalık oluyor ki. Üst üste balık istifi, binebilirsek biniyoruz. Ve binebilirsek o kadar çok şanslı addediyoruz ki kendimizi, mal bulmuş magribi gibi oluyoruz. Bir de sevinç çığlığı atıyoruz çoğu zaman çocuklar gibi.
Epey bir zaman önce canım Çamlıca'ya gitmek, oradan İstanbulu seyretmek şehirden kaçıp nefes almak istedi. Gördüğüm manzara beni çok üzdü, her yer gibi orası da nasibini almıştı, kalabalıklaşmıştı.
Ve oturup bir şeyler karalamak istedim, eh biraz yazdım, ama düşlediğim yazı değildi tabii ki, hayatın zaten düşlediğim gibi olması mümkün değil, fakat Çamlıca bari düşlerimdeki gibi kalsaydı.
Şimdi sizlere karalamamı sunuyorum;
Bir tepeden bakmak isterdim sana ey gözünü sevdiğim ey İSTANBUL...meselâ Çamlıca'dan;hani o eskilerin AŞK YUVASI,şimdilerde para babalarının yuvası olan Çamlıca'dan.
Her yer talan edilmiş,darmadağın, görkemli heyula çitlerle,bahçe duvarlarıyla çevrilmiş, konak mı desem, konsolosluklar gibi korunmalı şatolardan bakmak değil tabii ki.
E hal böyle olunca oralar artık gariban aşıkların, ağaçlara isimler kazıyıp şarkılar söyleyerek,saklambaç oynayarak koşuşturduğu yer olmaktan çıkmış artık.
Gene de çok güzelsin be İstanbul...Çok güzelsin canım İstanbul.
Bir başka tepeden;Piyerloti'den meselâ...Oradan hâlâ çok güzeldir sana bakmak ey İstanbul...Her ne kadar çayın tanesi bilmem kaç lira olsa da, ne güzeldir teleferikle ulaşım, yere basmadan gökyüzünden oraya varmak, uçmanın bir başka adı. Velhasıl seni çok seviyorum
canım, çok sevdiğim İstanbul. Baş belâm, can özüm, canım İstanbul'um.
Saygı ve sevgilerimle
ŞENGÜL YILDIRIM
Type the title here
Type the text here
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.