Esra Nur Çay

Esra Nur Çay

Türkiye Simülasyonunda Genç Olmak

Türkiye Simülasyonunda Genç Olmak

Türkiye’de genç olmak, geçmişten günümüze kadar gerek sınıfsal gerek ideolojik olarak çok fazla evrimleşti. Ancak son yıllarda gençlerin yaşadığı sıkıntılar ve bunalımlar, Türk toplumu yapısındaki dönüşümle birlikte daha fazla dikkat çekmeye başladı. Eğitim sistemindeki yetersizlik, işsizlik, aile baskısı, toplumsal beklentiler ve akran zorbalığı gençlerin hayatlarına olumsuz etkiler bırakıyor.

Türkiye’deki gençlerin büyük bir kısmı, eğitim sisteminin getirdiği baskılar altında sıkışmış durumda. Özellikle YKS, liseli gençlerin hayatındaki en önemli dönemeçlerden biri haline geldi. Bu sınavlar, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda bir insanın “değerini” belirleyen bir araç olarak kullanılıyor. Üniversite, birçok genç için yalnızca bir diploma almak değil, aynı zamanda ailelerin ve toplumun beklentilerini karşılamak anlamına geliyor. Aile baskısı ile öğrencilerin omuzlarındaki yük daha da ağır hale geliyor. Üniversite kazanamayan gençlerde bunalım, depresyon ve tükenmişlik gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Kazanan birçok öğrencide ise aile zoru ile bölüm seçmek yüzünden tatminsizlik ya da istediği bir bölüme gitse de üniversite hayatında yeterince sosyalleşememekten kaynaklı bunalımlar yaşıyor.

Bir diğer sorun ise gelecek kaygısı. Türkiye’deki genç işsizlik oranı, yıllardır yüksek seviyelerde seyrediyor. Üniversite mezunu birçok genç, diplomalarına rağmen kendi alanlarında çalışmakta zorluk çekiyor. Bu durum, sadece ekonomik değil, psikolojik bir bunalıma da yol açıyor. Gelecek kaygısı artık sadece bir duygu değil, birçok gencin yaşadığı bir gerçeklik. Gelecekte alanına yönelik iş bulacağına dair umutları tükenen gençlik bunun üzerine aile baskıları ile boğuşmak zorunda kalıyor.

Aileler gençler üzerinde büyük bir baskı kuran en önemli faktör. Aileler, çocuklarının hayatlarını belirleyen önemli figürler olsalar da, çoğu zaman onların beklentileri kuşak farkından dolayı gençlerin kendi arzularıyla örtüşmüyor. Özellikle meslek seçimleri, ilişkiler ve yaşam tarzları gibi konularda gençlerin ailelerinin baskısı artıyor. Toplumda yerleşmiş olan “başarı” kavramı, aileler tarafından gençlere dayatılan ve bazen de gençlerin psikolojik sağlığını tehtit eden bir unsur haline geliyor. Bu başarıyı sağlayamadığında ise kız çocuğuna “evlen” erkek çocuğuna ise “iş bul” baskısı yapılıyor. Bu baskı ise Türk aile yapısının günümüzde geri plana atılan ve konuşulmayan bir gerçeği.

Bir diğer önemli nokta, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisi. Sosyal medya, gençlerin kendilerini ifade etme biçimlerini şekillendiriyor, ancak aynı zamanda onlara sürekli bir karşılaştırma duygusu da aşılıyor. Mükemmel bir hayatın ve bedenin sürekli olarak paylaşıldığı bu platformlar, gençler üzerinde ciddi bir kimlik bunalımına yol açıyor. Özellikle genç kızlar, toplumsal medya üzerinden aldıkları “güzellik” ve “başarı” mesajlarıyla kendi bedenlerini ve başarılarını sorgulamaya başlıyorlar. Bu da, özgüven eksikliklerine ve depresyona yol açabiliyor.

Türkiye’deki gençlerin yaşadığı sıkıntılara çözüm bulmak, sadece politikaların ve sistemin değişmesiyle mümkün değil. Gençlerin ihtiyaç duyduğu en önemli şeylerden biri, destek ve empati. Aileler, öğretmenler ve toplum, gençlerin yaşadığı baskıları anlamalı ve onların yanında olmalı. Sonuç olarak, Türkiye’deki gençlerin karşılaştığı sıkıntılar yalnızca bireysel değil, toplumsal bir meseledir. Gençlerin yaşadığı bunalımlar, sadece onları değil, tüm toplumu etkileyen büyük bir sorundur. Bu yüzden, biz gençlerin sesini duymalı, ihtiyaçlarımızı anlamalı ve bizlere daha sağlıklı bir gelecek sunmak için elinizden geleni yapmalısınız. Çünkü inanın ki biz çok çabalıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Esra Nur Çay Arşivi