Yüksel YAZICI

Yüksel YAZICI

Seyirciler Ülkesi

Seyirciler Ülkesi

 

                                                            Seyirciler Ülkesi

Soruyorum:

“Bu ülke kimin?”

Biliyorum, “bizim” diyeceksiniz…

Siz öyle sanın! Bakın bu güzelim ülkenin sizin yani hepimizin  olmadığını açıklayayım, o zaman karar verin isterseniz.

Güney illerimizde evlerinden  çıkabiliyor mu halk?

Çıkamıyor! Çünkü bazı illerimizde sokağa çıkma yasağı var. Ve ne zaman kalkacağı, ne zaman bu korkulu ortamın sona ereceği ise bilinemiyor. Ve çoğu kez, günlük ekmek dahi alamıyorlar çarşıya inip… Çarşı da yok ya!

Peki, ne zaman bitecek bu yasaklar ve ne zaman normale dönecek yaşam?

Bunu sizler nasıl bilmiyorsanız, başımızdaki yöneticiler de bilmiyor. Çünkü demokrasi kaldırılmış ve bir kara düzden içinde gelişiyor  bütün olaylar.

Yani bu duruma müdahil olmanızın imkânı yoktur!

Yanlış mı? Değil elbet…

 

Peki…

Yakın zamana kadar onurunuz olan yani sabahları okullarda hep bir ağızdan istekle söylenen “andımız”, gıyabınızda yani sizlere sorulmadan ve izniniz alınmadan kaldırıldı mı?

Kaldırıldı ve seyrettik hep birlikte öyle mi?

Hı hı…

Ulusal logomuz olan T.C. de  kaldırıldı  değil mi?

 Hı hı…

Eğitim-öğretim, dünya ortalamasına göre yaş seviyeleri düşürüldü ve altılı yaşlara geriledi mi? Evet!...

Peki tedrisat sistemi değişti mi?

Evet, değişti…

Bu nasıl mı oldu? Dört + dört + dört dümeniyle öyle mi?

Hı hı…

Yeni sistem çocuklara yararlı mı? Hayır!...

Müdahil olabildiniz mi?

A a!

 

Gelelim okullara… İlköğretim ve ortaöğretimin büyük çoğunluğu  ne yapıldı?

İmam Hatip!

İmam açığımız var mıydı?

A a!

Yoktu yani  ve hatta  fazlası vardı.  Peki şimdi  durum ne?

Yüzbinlerce fazla imam stoku oluştu ve yasa dışı  başka görevlere atanıyorlar.

Bu konuda size soran ya da fikrinizi alan  oldu mu? Hayır!...

İstemediğiniz halde müdahil olabildiniz mi?

Ne gezer?

Bu konudaki şikâyetlerinizi dinleyen var mı?

A a!..

 

Peki…

Bazı üniversitelerimizde İstiklal Marşı nedeniyle, karşıt görüşlü tanımıyla öğrenciler arasında kavgalar çıktı mı? Çıktı…

İstiklal Marşı’nı söyleyen öğrenciler polis tarafından tutuklanıp götürüldüler mi?

Evet!

Şu içinden geçtiğimiz günlerde bazı üniversitelerdeki PKK yandaşı öğrenciler, ulu orta kendi örgütlerinin Kürtçe sözde istiklal marşlarını  alenen söylüyorlar mı?

Söylüyorlar…

Müdahil olunup polis tarafından tutuklanıyorlar mı?  Hayır!

PKK yandaşı öğrencilere bu marştan ötürü  bir ceza var mı?

A a!

 

Güneydeki illerimizde okullar yakılıyor ya da yıkılıyor ardı ardına…

Onlara müdahil olan var mı? Ya da tutuklanıp yargılanan ve de hüküm giyen terörist mesela…

Yok!

Sınavlarda yapılan usulsüzlükleri  genellikle şeriatçılar ile PKK’lılar yapıyor, yani kopyacılık! Ve birçok sınav bu nedenle lekelendi öyle değil mi?

Evet!

Bunlardan hiçbirinin yakalanıp yargılandığını duydunuz mu?

A a!

 

Kilis’e  atılan  roketlerden bugüne kadar hayatını yitiren yurttaş sayısı 20’yi aştı.

Bu roketleri kimin attığı belli mi?

Hı hı…

İktidarın Deaş ya da Daeş diyerek üzerini örtmeye çalıştığı, asıl adının İşid olarak bilindiği bu dünyanın en kanlı örgütü hücrelerinin kampları Türkiye içinde var mı? Var…  İşid ki, iktidarın destekleyip beslediği bir manyaklar sürüsü değil midir?  Ve buna rağmen onlara karşı bir harekat ya da operasyon  var mı?

A a!

Ama obüslerle kamplarına  top atılıyor… Hem de misliyle!

Peki, diyelim ki öyle… İşid’e zarar veriliyor mu bu obüslerle? Yani  örgüt militanlarından ölenler var mı?..

Var diyorlar!

Emin değilsiniz ve sanırım inanmıyorsunuz? Ya obüsler taşları kayaları vuruyorsa yalnızca?

!...

Bunları bilmiyor musunuz?

A a!

 

Peki… Savcılar var mı ülkede? Cumhuriyet  Savcıları…

Var tabii!..

Pek görünmüyorlar ama  öyle mi?

 Evet!

Yani katliamlar yapılıyor, genç kadınlara tecavüz ediliyor ya da dövülüp öldürülüyor, Adalet Bakanı başta olmak üzere iktidar partisinin önde gelenleri yargıya müdahale ediyor, devletin kasası hamuduyla yutuluyor,  Güneydoğu Bölgesi’nde kullanılan ve bedelleri  ödenmeyen elektrik borçlarını dürüst yurttaşlar ödüyor,  çeşitli tezgahlarla siyasi partiler bölünüyor, kurulu tekel konumundaki tesislerimiz yok pahasına satılıyor, çok kıymetli bölgelerdeki topraklarımız  Araplara ve İsraillilere  peşkeş çekiliyor, rafa kaldırılmış olan demokrasi  rejimi değiştirilip halifelik getirilmek isteniyor, ülkede Arap kültürü hâkim kılınmak amaçlanarak Arap harfleri eğitime sokuluyor,  tekkeler ve medreseler açılmak üzere, güven ve asayiş ise  sıfır…

Ayrıca sıfır sorun yüzünden bütün komşularımızla dalaştık, ekonomimiz durmak üzere, AB ile küs gibiyiz ve dışlanmanın da arifesindeyiz…

Dert-dert üstüne, kahır-kahır üstüne yani…

Ve bütün bunları kontrol altına alacak, hesap soracak, adalete teslim edecek binlerce savcıdan bir tanesi bile ortalıkta yok!

Yani diyelim ki evinizde hırsızlar var, yetmiyor her şeyi götürmekteler ve bir de ateşe vermişler.  Ve  siz olanları yalnızca seyrediyor ve  içeri dahi giremiyorsunuz.  Soyguncular ve kundakçılar ise  içerde çengi oynuyorlar…  Kısaca  hal bu değil mi?

!...

Ve sizler, bütün bunların farkında bile  değilsiniz sanki…  Neden  biliyor musunuz?

A a!

Çünkü yurtseverlik duyarlığınızı, bu toprakların şehit atalarınızdan emanet olduğunu unuttunuz ve dolayısıyla  artık bu ülkenin sahibi değilsiniz…

Seyircisiniz, seyirci!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yüksel YAZICI Arşivi

"27"

08 Eylül 2016 Perşembe 00:01